11 Temmuz 2008 Cuma

Şef Var, Kızılderili Yok

Kaynağı bilinmeyen bir dizi Ergenekon iddiası.
Her biri dehşet verici.
Ama düşünüldüğünde kuşku işaretlerine takılıyor. Son 50 yılın kötü alışkanlığı bu...
1960’ta “Gösterici gençler tutuklanıp et ve balık kurumu kıyma makinelerinden geçiriliyor” fısıltılarıyla halk yığınlarının provoke edilmesi ilk örneklerden biriydi. İlerleyen yıllarda o kadar çok “arkası gelmeyen iddia” devreye sokuldu ki...
Kaynağı belirsiz haber kirlenmesiyle kuşkular doğal hale geldi.

Sözgelişi, “Ergenekon... 30 kişilik bir suikast timi oluşturulmuş, bunlar eski askerlermiş, ses getirecek cinayetler işleyeceklermiş, amaç laik kesimi bu cinayetlerle sokağa dökmekmiş.”
Her şey mümkün; insanlığa dair hiçbir şey beni şaşırtmaz.
Ama...
Gözaltına alınanların sayısı sadece 24, bunlar da eski askerler, gazeteciler, öğretim üyeleri... İçlerinde sadece biri “tetikçi olarak tanımlanmış, o da bu cinayetleri işleyecek ekibin başındaymış.”
Peki, cinayet timinin 29’u nerede? “Şef çok, Kızılderili yok” durumu mu?
Neden toparlanmamışlar?
Elbette... Hiç kimsenin kafasında böyle bir ihtiras rüzgârı esmez diyemem ama ihtirasa endeksli iddia, “darbe” ağırlığını tartmaz.
İddialar tutun ki... Hepsi emekli birkaç general, albay ve çavuşla iktidar devirip, iktidar olmak için bu örgüt modeli hadiseyi hafifletmez mi?
Hangisi tek bir tanka hükmedebilir? Hangisi arkasında bir manga asker bulabilir?
Buna karşılık Erdoğan’ın “Sonuna kadar gidilecek” söylemi, farklı görüntülerin oluşabileceği iması mı?

Hiç yorum yok: