21 Aralık 2008 Pazar

Sylvie Van Der Vaart

Göğüs Reklamı Olarak "Samantha Fox"

Gördüğünüz kare 1988 yılındaki Fenerbahçe-Altay maçından. Maçın skoru 4-0.

Fenerbahçe formasındaki göğüs reklamı Tamek'tir görüldüğü gibi.. Bu normal bir şey. Lakin Altay'ın forma reklamına bakıyoruz ne yazıyor diye.. Samantha Fox.

Samantha Fox 80'lerin sonunda müzik dünyasına giriş yapan ve 90'lı yıllarda adından sıkça söz ettiren bir şarkıcıdır. Yakın tarihte ülkemize gelip, Ferhat Güzel'i öpmüşlüğü bile vardır hatta yanılmıyorsam. O sahneyi gören geçmişin ergenleri ne hissetti acaba? O da ayrı bir merak konusudur benim için. Yabancı bir şarkıcının adı nasıl olur da Altay'ın göğüs reklamı olur diyebilirsiniz.

1988 yılı Eylül ayında Samantha Fox konser için İzmir'e gelecektir. Bu konserin reklamı için en uygun yollardan biri olarak Fenerbahçe-Altay maçı düşünülmüştür. Bu sebeple Altay takımı sahaya "Samantha Fox" göğüs reklamıyla çıkar.

Teknik Direktör Sirkülasyonu Üzerine

Ligimizin hızlı! teknik direktörlerinden Samet Aybaba'nın transfer parodisi:

istifa haberi ajanslara şu şekilde geçmiş:

bursaspor'dan istifa eden aybaba yapmış olduğu açıklamada devre arasına kadar dinlenmek istediğini belirtti. gençlerbirliği ile görüşmelerin sürdüğünü, başkanla prensipte anlaştıklarını söyleyen aybaba, iki gün içinde her şeyin netleşeceğini sözlerine ekledi. kardeşi adnan aybaba'nın flash tv ile şoför kadrosu için görüşmelerde bulunmasına bir anlam veremediğini söyleyen tecrübeli teknik direktör, kocaelispor'un teklifini beğendiğini ama yenisalihlispor ile de anlaşmak üzereyken ne olur ne olmaz yan cebime koy diyerekten gaskispor için canını verebileceğini ifade etti.

elazığ muhabbet kuşu sevenler ve okşayanlar derneğinde yurt dışından gelen teklifleri ön sıraya aldığını belirten aybaba, kardeşinin kaçkar tv ile 5 yıllık stüdyo dekoru sözleşmesi yapmasını esefle kınadığını söylerken bir yandan da gözünün ucuyla ayvalıkspor başkanı hamdi tırpanoğlugil'i süzmekten kaçınmadı. amacının ayvalıkspor'u su topu amatör kümeden alıp bank asya futbol ligine çıkarmak olduğunu sözlerine ekleyen aybaba, "bak bak kuş var" işaretiyle basın mensuplarını kandırarak arka kapıdan ankara'nın yolunu tuttu. ilhan cavcav'ın evinde bahçıvanla üç yıllık sözleşmeyi dürüm yapıp yerken yakaladığımız usta teknik direktör, ilhan abinin ısrarı karşısında dayanamadığını itiraf etti. basının önünde gerçekleşen imza töreniyle birlikte samet aybaba gençlerbirliği ile 2 yılı opsiyonlu, 3 yılı az acılı, 1 buçuk yılı çeyrek zamanlı olarak toplamda 15, brütte 17,82 asgari net tutarda da 13,45 yıllığına sözleşme imzaladı.

by jokond - ekşi sözlük

En İyi 52

52 deyince erkek milletin aklına iskambil kağıtları gelir ama birazdan vereceğim listedeki 52'li bu fikrinizi değiştirecektir. Buna eminim.

COED Magazine "en doğal göğüslere sahip oyuncu ve mankenler" listesi hazırlıyor.Okuyucular oylamaya katılıyor. Listenin tepesinde Heidi Klum var. Olmaması garip olurdu zaten. Ne demişti Heidi Klum? "If you got a cleavage you gotta show it".

İşte en doğal 52'li.

# 01 - Heidi Klum
# 02 - Keeley Hazell
# 03 - Gisele Bundchen
# 04 - Jennifer Love Hewitt
# 05 - Joanna Krupa
# 06 - Halle Berry
# 07 - Marissa Miller
# 08 - Scarlett Johansson
# 09 - Joan Severence
# 10 - Jessica Simpson
# 11 - Kelly Brook

# 12 - Diora Baird
# 13 - Bar Rafaeli
# 14 - Katherine Heigl
# 15 - Jessica Hahn
# 16 - Jennifer Aniston
# 17 - Sophia Loren
# 18 - Lindsay Lohan
# 19 - Lucy Pinder
# 20 - Megan Fox
# 21 - Salma Hayek
# 22 - Adriana Lima
# 23 - Denise Milani
# 24 - Brigitte Bardot
# 25 - Abigail Clancy
# 26 - Josie Maran
# 27 - Eva Mendes
# 28 - Jessica Alba
# 29 - Raquel Welch
# 30 - Laetitia Casta
# 31 - Farrah Fawcett
# 32 - Stephanie Seymour
# 33 - Jayne Mansfield
# 34 - Cindy Crawford
# 35 - Amber Heard
# 36 - Pam Grier
# 37 - Jessica Biel
# 38 - Marilyn Monroe
# 39 - Angelina Jolie
# 40 - Anne Hathaway
# 41 - Heather Thomas
# 42 - Elizabeth Hurley
# 43 - Monica Bellucci
# 44 - Elle MacPherson
# 45 - Penelope Cruz
# 46 - Nicky Whalen
# 47 - Cheryl Tiegs
# 48 - Rosario Dawson
# 49 - Katie Holmes
# 50 - Emmanuelle Chriqui
# 51 - Sophie Monk
# 52 - Apollonia Kotero


Oylamaya katılmak için buyrunuz..

Beraber Islandık Yağan Yağmurda!

Fenerbahçe Cumhuriyeti

Sürekli sağda solda şu tarz eleştiriler duyuyorum, "Neden Fenerbahçe Cumhuriyeti? Bölücü müsünüz? Türkiye Cumhuriyeti yeter bize" vs.

Öncelikle belirtmem gerek ki, bu tarz soruları soranlar muhtemelen anti-Fenerbahçe güruhu olduklarından dolayı, bazı şeyleri net yorumlayamıyorlar.

Birincisi, bu Fenerbahçe Cumhuriyeti lafını ilk kullanan kişi Beşiktaşlı olan Yalçın Doğan'dır. Yani bu ismi ortaya atan bir Fenerbahçeli değildir.

İkinci olarak, lafı çıkaran Doğan olabilir ama hala Fenerbahçe taraftarı kullanıyor, sahipleniyor denebilir. Evet, doğrudur. Böyle bir pankart yapılmıştır ve birçok Fenerbahçe taraftarı bu sözü kullanıyordur ama buradaki amacın bölücü olduğunu iddia etmek için zeka sorunu yaşamak gerek. Bölücülük iddiasında bulunanlara sormak lazım; Fenerbahçe taraftarının dağlara silahla çıktığını, Türk askerini, masum sivilleri öldürdüğünü gördünüz mü hiç? Hastaneleri, okulları, camileri, ve diğer devlet dairelerini bombaladıklarını gördünüz mü peki? Cevabınız hayır olacak tabii ki. Peki tüm bunlara karşın, sadece farklı bir camia olduğunu belirtmek için kullanılan "Fenerbahçe Cumhuriyeti" kelamınından olmadık anlamlar çıkartma çabaları da nedir?

Umut Sarıkaya



Bu Fiyata Bilet Satmak Ayıptır


Prensip olarak televizyonda söylediklerimi yazıya taşımamaya çalışırım. Aynı sakızda debelenmeyeyim diye. Ama bu sefer konu ciddi ve söz uçar diye korkuyorum. Bülent Timurlenk blogunda değindi ilk. Ben de Futbol Ekstra’dan kaldığımız yerden devam ediyorum ve Türkiye’deki bilet fiyatlarını, futbolun giderek pahalı bir zevk haline getirenleri bir de rakamlarla ‘teşhir’ ediyorum.

İki paragraf ekonomi yazısı kıvamında gidelim. Önce ‘Üç Büyükler’in bilet fiyatlarına bakalım, sonra da Türkiye’nin ortalama aylık gelirinin (olmaz ya) hadi 1000 YTL (~550 avro) olduğunu varsayalım. Fenerbahçe, Gençlerbirliği maçının en ucuz biletini 44 YTL olarak açıkladı. Yani 24 avro. Beşiktaş-Gaziantep maçının en ucuz bedeli 19 avro (35 YTL), Galatasaray ise lige 27 avroyla başladı (50 YTL), sonra tribün dolmayınca 16.4 avroya (30 YTL) çark etti. ‘Üç Büyükler’in ucuz bilet ortalamasını 20 avro sayarsak, ayda iki maça gidebilmek için ortalama gelirin yüzde 10’unu ayırmak zorundasınız demektir.

Şimdi Avrupa’yla kıyas edelim. Kriterimiz maç günü ‘kazığı’ değil müdavim taraftara
sunulan en ucuz bilet fiyatı. Dünyanın en pahalı liginin en pahalı takımı Man. United’ın bileti
20 avro. Ayda iki maçın aylık gelire oranı yüzde 2’yi bulmuyor. Arapların sonsuz bütçesine teslim olan Manchester City ise Robinho’yu izletmek için 27 avro istiyor. 16 yaş altı taraftarlar için bu 12 avroya düşüyor. Zenginler kulübü diye bilinen Chelsea’nin kale arkası 44 avro.
Ama onlar da ‘Gençler için 19 avro yeter’ diyor. Liverpool’da baba-oğul paketi maç bileti 35’er avro. Baktığınızda hiçbir biletin aylık ortalama gelire oranı yüzde 2’yi bulmuyor. Üstelik genç ve öğrenci indirimi var ve pek çok takımın Avrupa Kupası biletleri daha ucuz. Hadi orası İngiltere, futbol orada ezeli beri işçi sınıfı sporu. Peki ya diğerleri... Kısa bilgiler verelim. Bayern’in en ucuz bileti 5 avroya kadar düşüyor, Stuttgart çocuklara 7 avroya bilet satıyor. Schalke 10, Dortmund 12 avro diye belirlemiş rayici. Yine orada da aylık gelirin yüzde 2’sini bulmuyor maliyet. Devam edelim. Barcelona’nın en ucuz bileti 24, Real Madrid’in 20 avro. Milan 13 avroya Kaka, Pato, Ronaldinho’yu izletiyor. Mourinho-Ancelotti kapışmasını 22 avroya izleyebileceksiniz. Üstelik İtalya’da da Avrupa maçları daha ucuz. Üstüne üstlük bütün bu ülkelerde gençlere, öğrencilere indirimli biletler var. Eee...

Şimdi sadede gelelim. Görüldüğü üzere, oranlara bakarsanız Avrupa’da bizim kadar
pahalı bilet satan yok. Neden? Biz daha mı zenginiz? Statlar daha mı konforlu? Toplu taşıma olayı çözüldü mü? Arıyorum, tarıyorum, hakikaten bir tanecik olsun makul neden çıkar mı? Ben bulamıyorum. Tek vaatleri var: Ölümüne sevdiğiniz takımın fiyatı bu diyorlar, yerseniz... Aşkın karşılığını ancak tek taraflı öderseniz görürsünüz... Ne oluyor peki? Maçın bitmesine 10 dakika kala arabası trafikte kalmasın diye stadı terk eden, yağmurda, çamurda kombinesine rağmen evde televizyon başını tercih eden, parasının karşılığı göremeyince homurdanan, karşılıksız değil karşılığını ödediği için, ödediği kadar seven ve parasının karşılığını talep eden bir seyirci tribünleri dolduruyor, daha doğrusu dolduramıyor.Oysa futbol yoksul sporu, en çok da orta alt sınıfın eğlencesi, umudu. Ama belli ki onlaryoksulları, dar gelirlileri tribünde istemiyorlar.

Sol bek, sağ açık olarak girebilirler belki o mabede, ama tribünlerde biraz zor otururlar.
Hiç unutmuyorum. Bir Fenerbahçe-Rizespor maçıydı. 6-0 kazanmıştı Sarı-Lacivertliler.
Rahmetli Kayhan Kaynak televizyonların bile çekemediği, 40 metrelik bir füze fırlatmıştı.
O maça gitmekle, o golü görmekle övündüm yıllarca. Yatakhane arkadaşımın kompozisyon ödevini yapıp kazandığım paralarla almıştım bileti. Ailemden hiç maç parası istemedim.
Harçlıklar yetiyordu. Şimdi 16 yaşında bir yeğenim var, Tutku. Neyse ki futbolla ilgilenmiyor kızcağız. Gündeliğinden artırdığı para sinemaya, tiyatroya zar zor da olsa yetiyor. Ama asla Fenerbahçe’yi, Galatasaray’ı, Beşiktaş’ı izlemeye değil...

Yazı: Bağış Erten

The Lonely Island - Jizz In My Pants


Lock eyes from across the room
Down my drink while the rhythms boom
Take your hand and skip the names
No need here for the silly games
Make our way through the smoke and crowd
The club is the sky and I'm on your cloud
Move in close as the lasers fly
Our bodies touch and the angels cry
Leave this place go back to yours
Our lips first touch outside your doors
A whole night what we've got in store
Whisper in my ear that you want some more
And I
Jizz in my pants
This really never happens you can take my word
I won't apologize, that's just absurd
Mainly your fault from the way that you dance
And now I
Jizz in my pants
Don't tell your friends or I'll say you're a slut
Plus it's your fault, you were rubbing my butt
I'm very sensitive, some would say that's a plus
Now I'll go home and change
I need a few things from the grocery
Do things alone now mostly
Left me heart broken not lookin' for love
Surprised in my eyes when I looked above
The check-out counter and I saw her face
My heart stood still so did time and space
Never felt that I could feel real again
But the look in her eyes said I need a friend
She turned to me, that's when she said it
Looked me dead in the face, asked "cash or credit"
And I
Jizzed in my pants
It's perfectly normal, nothing wrong with me
But we're going to need a clean up on aisle 3
And now I'm posed in an awkward stance because I
Jizzed in my pants
To be fair you were flirting a lot
Plus the way you bag cans got me bothered and hot
Please stop acting like you're not impressed
One more thing, I'm gonna pay by check
Last week - I saw a film
As I recall it was a horror film
Walked outside into the rain
Checked my phone and saw you rang and I
Jizzed in my pants
Speeding down the street when the red lights flash
Need to get away need to make a dash
A song comes on that reminds me of you and I
Jizz in my pants
The next day my alarm goes off and I
Jizz in my pants
Open my window and a breeze rolls in and I
Jizz in my pants
When bruce willis was dead at the end of sixth sense I
Jizzed in my pants
I just ate a grape and I
Jizzed... in... my pants
Jizzed... in... my pants
Ok seriously you guys can we... ok...
I jizz right in my pants every time you're next to me
And when we're holding hands it's like having sex with me
You say I'm premature I just call it ecstasy
I wear a rubber at all times it's a necessity
Cuz I
Jizz... in... my pants

tnx Ben for this video!

p.s: Who doesn't jizz in his pants if Molly Sims wants some more from him?! :)

Angelique Boyer

Yeni mi Anladınız?

Merkezi Brüksel’de bulunan saygın düşünce kuruluşlarından Uluslararası Kriz Grubu (ICG), “Türkiye ve Avrupa: Belirleyici Yıla Doğru” başlıklı bir rapor yayımladı. Türkiye’nin kritik bir yıla girdiğinin vurgulandığı raporda, Avrupa Birliği üyelik beklentilerinin “ya tamam ya devam” aşamasında olduğu mesajı verilerek her iki tarafa da süreci kurtaracak adımlar atması çağrısında bulunuluyor.
AKP’nin reform sürecine döneceğini defalarca dile getirdiğine ancak bu alanda çok az şey yapıldığına dikkat çekilen raporda, “Bunun sonucu olarak AKP, içeride ve uluslararası alanda inanılırlığını kaybetti. ‘Reform yanlısı’ ve ‘AB yanlısı’ lakabını yeniden kazanmak durumunda” deniliyor.

2009 Bütçesi

2009 hakkında hükümet hâlâ iyimser. Hükümete göre bütçede giderlerin (2008 gerçekleşmesine göre) yüzde 14, gelirlerin de yüzde 15.5 oranında artması tasarlanıyor. Hal böyle olunca, faiz dışı fazla yüzde 10’a yakın artıyor ve bütçe açığı yüzde 4.3 oranında daralıyor.
Bu kriz ortamında bütçe gelirlerinin böylesine artmasını beklemek tamamen hayalperestlik. Hatta düşmezse sevinmek gerek. Tüketim ve ithalatın çöktüğü durumda nereden toplayacaksınız KDV ve ÖTV’yi? Ayrıca Deniz Baykal IMF anlaşmasıyla tüm tasarının anlamını yitireceğini belirtti. Hal böyle olunca, bu bütçe “laf olsun diye hazırlanmış bir belge” haline geliyor.

Ergenekon'da Son Durumlar

Ergenekon davası devam ediyor ve geçtiğimiz günlerde en önemli isimlerden Veli Küçük mahkemede ifade verdi. Ama garip bir şekilde savcılar tarafından en çok zorlanılması gereken adam sorguda hiç zorlanmadı ve Susurluk ile hiçbir bağlantılı soru sorulmadı. Çok şey değişecek, bütün pislikler ortaya çıkarılacak dendi ama hala ortaya çıkan birşey yok. Dahası, dava gerçekten kirli bazı isimlerin de aklanmasına neden olacak bir biçimde ilerliyor.

Amerikan Kastelli

Wall Street son günlerde Nasdaq eski başkanı Bernard Madoff'un sahip olduğu fon aracılığıyla Ponzi Oyunu oynayarak piyasayı 50 milyar $ dolandırdığı iddiasıyla çalkalanıyor. Ponzi Oyunu dediğimiz şey fonda mevcut bulunanların parasını fona yeni girenlerin parasıyla ödemek, yani Banker Kastelli'nin 80li yıllarda Türkiye'de yaptığı şeyin aynısı ama daha büyüğü. Hep küçük Amerika diye ezdik kendimizi, görün işte arada onlar da bizden kopyalıyormuş :)
Bu arada skandalın daha da bomba tarafı Madoff'un piyasa düzenleyici komitelere yatırımcıların nasıl daha iyi korunabileceği konusunda danışmanlık hizmeti vermiş olması!