18 Haziran 2009 Perşembe

Emporio Armani Diamonds

Bayılıyoruz!!!

Weeze



Kleve



Nijmegen



Amsterdam

























Padova







Zaman Gazetesinden Bir Komplo Klasiği

Türk basınında son zamanların en önemli komplo klasiklerinden birine dün Fethullah Gülen cemaatine yakınlığıyla bilinen Zaman gazetesi imza attı.
Bu gazete, Genelkurmay Başkanlığı karargâhında bir kurmay albay tarafından hazırlandığı ileri sürülen, ancak gerçek mi yoksa sahte mi olduğu hâlâ kesinleşmemiş olan belgenin doğru olduğu varsayımından hareket ederek, pek çok gazeteyi töhmet altında bırakan bir komployu sayfalarına taşıdı.
Zaman gazetesi, bu komploya dün “Haberler Tuzak Kokuyor: Yoksa Eylem Planı Devrede Miydi?” başlığıyla tam bir sayfasını ayırdı. Bu haberde, bazı gazetelerin nisan ve mayıs aylarında yayımladıkları haberlerin, söz konusu andıç doğrultusunda “kirli bir tezgâhın devreye sokulduğu izlenimini verdiği” yazıldı.
Habere göre, bu planda söz edilen konularla örtüşen pek çok husus sonradan gazetelerde haber olarak yer almıştı. Zaman, “bu örtüşmenin ortaya bazı soruların çıkmasına yol açtığını” belirterek, “birçok haber sanki tek bir kaynaktan yönlendirilme yapılmış izlenimini veriyor” dedi.
Zaman, iddiasını desteklemek üzere bir dizi kupür ve tam 50 haberin başlığını yayımladı. Bunların hepsi Milliyet, Hürriyet, Vatan, Sözcü ve Cumhuriyet gazetelerinden seçilmişti. Zaman gazetesinin imasına göre bu gazetelerin mutfakları, yazı işleri kadroları Genelkurmay Harekât Başkanlığı’nda hazırlanmış olan bu andıç doğrultusunda faaliyet göstermekteydiler.
Örneğin, Milliyet’in “kirli tezgâha uygun”, yani andıç doğrultusunda hazırlandığı ima edilen manşetlerinden biri Zaman yazarı Ali Bulaç’ın eşcinsellerle ilgili sözlerini konu alan “Ortaçağ kafası” başlığıydı. Milliyet’ten gösterilen bir başka kupür, “Sınırda keskin viraj” manşetiydi ve Ermenistan sınır kapısının açılacak olmasının Türk dış politikasında yol açtığı kritik durumu konu alıyordu.
Gazetenin yayımladığı “kirli tezgâh” haberleri dikkatli bir şekilde incelendiğinde ortaya oldukça garip durumlar çıkıyor. Zaman, bu çerçevede “14 Mayıs işgal kalkmadan o sınır açılmaz” başlığını, andıcın hedefiyle örtüşen bir haber olarak okurlarına sunuyor.
Yapılan bir arşiv taraması, bu başlığın aynı gün pek çok gazetede yayımlandığını gösteriyor. Bu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın Bakü ziyaretinde yaptığı Ermenistan’ın Karabağ’ı işgali kalkmadan Ermenistan sınırının açılmayacağı yolundaki açıklaması. Yani, rutin bir haber. Başbakan’ın Bakü’de yaptığı bu açıklama nasıl olup da “kirli tezgâh haberi ” olarak sunuluyor, anlaması gerçekten güç.
İşin bir de komik tarafı var. Erdoğan’ın bu açıklamasını manşetinden veren gazeteler arasında bizzat Zaman gazetesi de var. Demek, Zaman da Genelkurmay Psikolojik Harekât bölümünün kirli tezgâhına gelmiş.
İlginç olan bir nokta, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Başbuğ’un son iki ay içinde yaptığı açıklamaların önemli bir bölümünün, örneğin “üniter devletin çivisi oynamaz” yolundaki sözlerinin haberleştirilmesinin bile “kirli tezgâh” faslında gösterilmesi.
Zaman, andıç doğrultusunda, “Gülen hareketi ile irtica arasında ilişki kurup bu hareketi kötülemeyi amaçlayan” haberlerden de bir derleme yapmış. Bunlar arasında sıralanan “Karayılan: Gülen ilerisi için bir risk” başlığı, PKK yöneticilerinden Karayılan’ın Milliyet yazarı Hasan Cemal’e verdiği mülakatın manşeti. Bu bağlamda, Karayılan’ın mülakatı da andıç doğrultusunda bir haber olarak takdim edilmiş oluyor.
Bu fasılda Prof. Yılmaz Esmer’in hoşgörü araştırmasının Milliyet tarafından “Hoşgörü uzakta” başlığıyla verilmesi de yine “kirli tezgâh” olarak takdim edilmiş. Yani, Prof. Esmer de gitti...
Zaman’ın Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı, her pazartesi günü köşesinde basına yüksek gazetecilik ahlakı üzerine öğütler verirken, kendi sorumluluğundaki yayın organında, bu kadar gazetenin “kirli” olmakla suçlanması ve böyle bir iftirayla andıçlanmaları ciddi bir tenakuz oluşturuyor aslında.
Fethullah Gülen’in ABD’de yaptığı, “gönüllüler hareketinin temsilcilerinin silah edinmek şöyle dursun, yanlarında iğne bile taşımadıkları” yolundaki sözlerini yayımlayan da Zaman gazetesi değil mi? Gülen, “sevgiye kilitlenmiş bu insanlar karıncaya bile basmazlar” diyor.
Karıncaya basmayanlar nasıl oluyor da bu kadar insana iğnelerini batırarak töhmet altında bırakmakta hiçbir beis görmüyorlar?