8 Ağustos 2008 Cuma

Açılın Demokrasi Geliyooorr!

21 üniversitede rektörler değişti. Bazı üniversitelerdeki seçim süreci dikkate alınmadan Abdullah Gül kafasına göre rektör atamaları yaptı. Özellikle İTÜ, 9 Eylül, Akdeniz, Dicle ve Gazi Üniversitelerinde şu andaki iktidarın düşünce yapısına (düşünce de ne kadar düşünce orası ayrı :) )muhalif görünen ve seçim sonuçlarında önde görünen adaylar yerine AKP yanlısı adayların rektörlüğe getirildiği iddia ediliyor. En somut örnek ise Dicle Üniversitesinden: 2004 seçimlerinde AKP'den 3. sıra milletvekili adayı olan bayan profesör rektörlük seçimlerinde üçüncü olmasına rağmen Cumhurbaşkanı tarafından rektörlüğe atanıyor. Şu anki Cumhurbaşkanı göreve gelirken ne iddia ediyordu? "Partilerüstü", "bağımsız", "demokrat" olacağını söylüyordu. Eee, kastettiği bu muydu? Şimdi " Önceki Cumhurbaşkanı Sezer de kafasına göre atamalarla oynuyordu" diyenler çıkacaktır. Birincisi Sezer kendi döneminde 7 sene boyunca şu 1senede yapılan kadar seçim süreciyle oynamamıştır. İkincisi Sezer ve benzerlerini totaliterlikle, anti-demokratlıkla suçlayıp halka şikayet eden AKP ve yancıları "ülkeye demokrasi getireceğiz." diyorlardı. Bu mudur demokrasi yani??? Bi de derler ki Anayasa Mahkemesi kapatmayarak ülkede demokrasi olduğunu göstermiş.. Hadi canım sende.
***
Diğer üniversitelerin içini bilmem ama iyi bildiğim Dokuz Eylül Üniversitesi "eski" rektörünün seçim süreciyle ilgili açıklamasını nakletmek istedim:

Görev süresi dolan Dokuz Eylül Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Emin Alıcı, yerine atanan Prof. Dr. Mehmet Füzün için neden devir teslim töreni yapmadığını DHA'ya açıkladı, seçim sonucu değerlendirdi. Ortada seçim kazanan olmadığı için bir tören yapmadığını belirten Prof. Dr. Alıcı, “Seçim kazanıp gelseydi büyük törenler olurdu. Ama ortada seçimi kazanan biri yok. Yüzde 15 oy alacaksın, gelip yüzde 85'in üzerine oturacaksın, Bu etik değil, bu ahlaki değil” dedi.
Prof. Dr. Alıcı, seçim sonucu değerlendirmesinde Prof. Dr. Sedef Gidener'in rektör adayı belirleme seçiminde oyların yüzde 47'sini, ikinci sırada yer alan Prof. Dr. Mehmet Füzün'ün ise oyların yüzde 15'ini aldığını hatırlattı. YÖK'te de en fazla oyu Gidener'in alıp, adının istenin birinci sırada Çankaya'ya gittiğini belirten Alıcı, şunları söyledi:
“Rektörlük seçimi demokrasinin üniversitelerde var olmasına neden olan tek unsur. Oyların yüzde 47'sini Gidener, yüzde 15'ini Füzün, kalanını da diğer adaylar aldı. Gidener YÖK'te de oyların hepsini aldı. Ancak Cumhurbaşkanı hiçbir gerekçe göstermeden Gidener'i atamadı. Oysa 2 ay önce Cumhurbaşkanı, Malatyalı işadamlarını kabulünde, rektör adaylarıyla ilgili olarak görüşlerini açıklamış, ‘Siyasi mülahazalardan uzak olacak, kim çok oy alırsa, oyların çoğunluğunu alanı atayacağım. 3- 5 rey alanı karşıma getirmeyin’ demişti. Cumhurbaşkanlığı yeminini ederken tarafsız olacağını, partilerüstü olacağını söylemişti. Cumhurbaşkanımızdan beklentimiz yeminine bağlı kalmasıydı. Oysa bu sonuçta liyakat aranmadığı ortaya çıktı. Çünkü Mehmet Füzün'ün öyle ulusal, uluslararası bilimsel başarısı, yöneticiliği yok. Tek özelliği kardeşinin AKP ilçe başkanı olması. Belki şimdiki değildir, ama AKP ilçe başkanıydı. Bu yüzde yüz doğru. Kendisi de son bir yıldır kardeşinin AKP'liliğini ve rektör olacağını söylüyordu. Bu özellik rektör olmak için yeter özellikmiş. Bundan sonra rektör olmak isteyenler kardeşlerini, ilçe başkanı, ya da yönetim kurulu üyesi yapsınlar. Kardeşinin AKP ilçe başkanı olması rektör olmaya yeter, bütün Türkiye'ye duyrulur.”

Hiç yorum yok: