14 Mart 2009 Cumartesi

PKK İtirafçısı Abdulmüttalip Tuncer'in İfadesi

1990-93 yılları arasında PKK’da yer alan Tuncer, 1993 yılında teslim olup itirafçı olmuştu. Tuncer, iddianamede Ergenekon’un tutuklu sanıklarından Hayrettin Ertekin’e bağlı çalışan örgüt üyesi olmakla suçlanıyor.

Tuncer savunmasında, Ertekin’in kendisine sadece iş verdiğini, örgüt ilişkisi bulunmadığını, Ertekin’e ait olduğu belirtilen Glock marka tabancanın kendisine ait olduğunu ve ruhsat alacak parasının olmadığını söyledi. Tuncer, PKK saldırılarından korunmak için silahı bulundurduğunu belirtti.

Tuncer ifadesini alan savcıların, PKK itirafçısı olarak Jandarma İstihbarat’ta çalıştığı dönemde kendisinden Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Güneydoğu’daki kanun dışı işlerini anlatmasını ve kanun dışı iş yapan komutanların isimlerini vermesini istediğini söyledi. Savcıların kendisini tanık olarak tanımlayabileceklerini söylediğini iddia eden Tuncer, bu talebi reddettiği için tutuklandığını ileri sürdü.

Tonçer, görev yaptığı dönemden pek çok komutan tanıdığını, 7 yıldır hiçbiriyle görüşmediğini belirterek “Komutanımın beni tanıması suç değil ki?” dedi.

Sanık Tonçer, JİTEM’le faaliyetlere katıldığı yönündeki iddiaların doğru olmadığını savunarak, “1993 Ekim ayında PKK’dan yeni ayrılmıştım. Diyarbakır Cezaevi’ndeydim. JİTEM diye bir şey yok. Jandarma İstihbaratı, kısa adıyla JİT var” iddiasında bulundu.

Hayrettin Ertekin ile PKK itirafçısı Adil Timurtaş aracılığıyla tanıştığının doğru olmadığını ileri süren Tonçer, “Ertekin ile ismini vermek istemediğim, çok sevdiğim emekli bir komutanım aracılığıyla tanıştım. Sağ olsun beni kabul etti. Bana iş verdi” diye konuştu.

Hayrettin Ertekin dışındaki sanıkların hiçbirini tanımadığını söyleyen Tonçer, gerçek isminin ve adresinin iddianameyle deşifre olmasına tepki gösterdi.

PKK itirafçısı olarak can güvenliğinin olmadığını savcılara ifade ettiğini vurgulayan Tonçer, “Buna rağmen, ismim, adresim gazetelerde çıktı. PKK hiç kimseyi affetmez, özellikle beni. 10 generale sıkacağınız kurşunu bir itirafçıya sıkın derler. PKK beni Cizreli Ali diye biliyordu. Bu kod adını 15 yıldır can güvenliğim için kullanıyordum. Oğlum bile beni Ali diye biliyor. Aile bilgilerimin deşifre edilmesiyle suç işlendi. Aileme zarar gelirse bunun sorumlusu Zekeriya Öz ve Mehmet Ali Pekgüzel’dir. 20 yıl geçse de bu böyledir ya da beni korumaları lazım.”

Adalet Bakanlığına iki kez başvuruda bulunduğunu ancak savcıların görevlerini kötüye kullanmadığının belirtildiğini anlatan Tonçer, ”(İşlem yapılmasına gerek yok) diyorlar. PKK’yı unuttular herhalde. Ailemi korumadıktan sonra isterse 40 yıl versin. Benim ailemi kim koruyacak? Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin mi? Olacakların sorumlusu önce savcılar, sonra odur” dedi.

Tonçer, PKK itirafçısı Aldülkadir Aygan’ın, son dönemdeki açıklamalarını PKK’nın isteği üzerine yaptığını öne sürerek, “Aygan, PKK’nın kucağındadır. Aygan isterse söylemesin, kafasına sıkarlar. İsveç’te yaşıyor, ben niye yaşamıyorum?” ifadesini kullandı.

Hiç yorum yok: