1 Eylül 2008 Pazartesi

İddianamede Günün Komedisi

Şaban Kalafat: Adam (Erdoğan) o kadar akıllı ki, bak Abdülkadir Aksu'yu tasfiye ediyor, tasfiye ederken Aksu'nun otuz yıllık arkadaşı olan Cemil Çiçek'i birinci başbakan yardımcılığı vererek sus payı veriyor ve Abdülkadir Aksu'yu satmasına vesile oluyor.
Emin Şirin: Cemil Çiçek'e sattırdılar Aksu'yu...
Şaban Kalafat: Satıldı ama Kalyon İnşaat dik durdu. Halbuki o Hasan Kalyoncu, ki parasını kendi cebinden verdi, Recep Tayyip Erdoğan minareler süngü şiirinden yargılanırken...
E.Ş: Biliyorum, biliyorum...
Ş.K: O zaman Hayati Yazıcı avukatıydı, üç hakimden iki hâkimi ve savcıyı satın aldı Kalyon'un verdiği parayla ama Abdülkadir Aksu'yu bakan yapmadı diye Kalyon inşaat bütün işlerden çekildi, mesela Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı işlerden metrobüs işini bıraktı falan...
E.Ş: Helal olsun...
Ş.K: Ya adam böyle de tavır koydu, niye çünkü Kalyon'un büyük ortağı Abdülkadir'di...
E.Ş: Abdülkadir ne yapacak şimdi?
Ş.K: Abdülkadir Abi şu anda hiçbir şey yapmayacak, bekle gör... Çalışırlarsa Melih'le (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek) beraber çalışabilir, çünkü Melih'in bir daha aday olma şansı yok
E.Ş: Onlar Melih'le ekip yapacaklar...
Ş.K: Evet Melih'le birlikte, çünkü Melih dikkatinizi çekiyorsa etrafını hep boşaltıyor, bürokratlarının hepsini tasfiye ediyor, kendisine yeni bir ekip oluşturmaya çalışıyor, çünkü başına geleceği biliyor.
E.Ş: Evet
Ş.K: Bütün eski ekibi Tayyip'e yakın, Abdullah'a yakın ne kadar ekip varsa onları boşaltıyor, şirket genel müdürlerini yok işte orda bilmem ne su işleri genel müdürü kimse onu ASKİ'yi, EGO'yu megoyu hepsini boşaltıyor...
E.Ş: Ama kongrede birşey yapamaz, Tayyip çok kuvvetli...
Ş.K: (...) Ben bu Tayyip denilen adamı da çok iyi tanırım yani. Mesela Erhan Göksel, Mesut Yılmaz'ın danışmanıydı ama 94 öncesi parayı bastırıyordu VERSO'ya, Erhan Göksel'e... Seçimlerde hep Refah Partisi'ni birinci gösteriyordu, veyahut ikinci üçüncü gösteriyordu ki potaya girsin diye...
E.Ş: Parayı veren de Ahmet Ergün...
Ş.K: Ahmet Ergün bond çantayla veriyordu, bende resimleri var.
E.Ş: Biliyorum canım, hepsini biliyorum
Ş.K: Tayyip Erdoğan da beni kovduydu, Albayrak'ın makamında vermişti. O zaman alt katta Refah Partisi vardı üst katta da Ahmet Albayrak... Topkapı'daki bina... Sen ne arıyon lan orada
E.Ş: Evet
Ş.K: O zaman Albayrakların şirket merkezi oraydı, Tayyip beni bi gördü, "Sen ne arıyon lan burada" dedi. "İn aşağı" dedi bana, çünkü ben Tayyip'le 86'dan beri çalışıyordum. Yani bağırsağının nasıl yattığını bilirim...
E.Ş: Evet...
Ş.K: Milli Gazete'den nasıl 300 bin lira maaşı ben kendim elden götürdüğümü bilirim, beyaz zarfın içinde
E.Ş: İyi güzel de şimdi maşallah çok zengin bi adam oldu...
***
Şimdi diyeceksiniz ki bunun nesi komik? Komik olan şu, ne konuşmanın içeriği Ergenekon ile ilgili, ne de konuşmayı yapan biri milletvekili diğeri gazeteci hakkında dava falan açılmş değil. Eski milletvekili Emin Şirin'in AKP'nin iç muhaliflerinden olduğunu da hatırlatalım, daha da komik olsun. :)
***
Bu arada bloga yazamadığım bir diğer komedi ise iddianamenin üzerine kurulduğu Tuncay Güney'in ifadesinden. Güney, ifadesinde Ergenekon örgütünün 1977'de kurulduğunu, Kıbrıs barış harekatından sonra iki kısıma ayrıldığını iddia ediyor. Komik olan şu, Kıbrıs harekatı 1974'te yapıldı, yani Güney'in kuruluş yılı olarak söylediği 1977'den üç yıl önce :)

Hiç yorum yok: