30 Ağustos 2008 Cumartesi

Memurlar

AB sürecinde demokratik hak ve özgürlükler alanında yapılan reformlar, “12 Eylül rejimi”nin yıktığı sendikal ve sosyal hakların restorasyonu konusunda emekçilerin kayıplarını karşılamaya yetmedi. 2.5 milyona yakın kamu çalışanından bugün ancak 900 bini sendikalı. Onlar adına yapılan görüşmelerde “son söz” hükümetin. AKP ise İslami geleneğin “yardım” kültüründen beslendiği için “Avrupa sosyal modeli”nin haklar bölümüyle barışık değil.

KESK Başkanı Sami Evren, sonucu önceden belli, tek taraflı, sendikaların iradesini teslim alan “toplu görüşmeler” yerine, grevli toplu sözleşme düzenine geçilmesi için AKP’yi, AB ve AİHM kararlarına, ILO standartlarına uymaya çağırıyor. Kapatılma davası sırasında temel hak ve özgürlüklere ilişkin uluslararası sözleşmelerin esas alınacağı konusunda Anayasa’nın 90. maddesine sığınan hükümetin, KESK ile toplu sözleşme masasına oturması gerektiğini savunan Sami Evren, AİHM’nin Gaziantep Belediyesi ile ilgili kararını örnek gösteriyor.

Tuzla’da DİSK’e bağlı Limter-İş tersanelerdeki ölümlü iş kazalarını gündeme taşımasa, işçiler “köle gibi” çalıştırılmaya devam edilecekti. Hükümet, sendika devreye girene dek olayları seyretti, kapatma cezaları insanlar öldükten sonra akla gelebildi!

Sendikalar yardım değil, grev ve toplu sözleşme haklarını kullanmak istiyorlar.
255 YTL ile insanca yaşanamaz!

Hiç yorum yok: