30 Ağustos 2008 Cumartesi

Beyaz Zambaklar Ülkesinde

Şimdi "çözülmez" gibi görünen sorunlar -büyük olasılıkla- birkaç yıl sonra "AKP'nin dikensiz gül bahçelerini" oluşturabilir.
Örneğin...
"Üniversitelerde türban..."
YÖK Başkanı AKP çizgisinde...
YÖK'ün önerisiyle Çankaya'ya sunulan ve atanan yeni üniversitelerin rektörlerinin net çoğunluğu da öyle.
Mevcut rektörler ise, önümüzdeki 2 yıl içinde sürelerinin dolması nedeniyle görevlerini yeni rektörlere devredecekler.
Herhalde bu "yeniler" de AKP zihniyetinin yansımalarını gösterecek.
Türban, artık fiili bir durum olacak.
Kapılardan -rektör emriyle- geri çevirme uygulamaları geçmişte kalacak.
Anayasa değişikliğine gerek bile kalmayabilir.

Siyaset literatüründe "postmodern darbe"nin "yargı" ile örtüştüğü iddiaları yoğun.
Yargıtay başsavcılarının Anayasa Mahkemesi'nde parti kapatma davaları açmalarıyla, Anayasa Mahkemesi'nin kararları da önümüzdeki birkaç yılda aşılmış olabilecek.
Anayasa Mahkemesi'nde süresini tamamlayan üyelerin yerine, Çankaya'dan yapılacak yeni üye atamaları, bu yüce mahkemedeki zihniyet ve oy dengesini tamamen değiştirerek, AKP çizgisine çekebilir.
Bu durumda, Anayasa Mahkemesi'ne açılabilecek davaların daha duruşma bile açılmadan reddedileceği günler çok uzak değil.
Zaman AKP'ye çalışıyor.
Kaldı ki MHP'nin 70 parlamenterinin oy desteği vereceğini açıkladığı anayasa değişikliği de siyaset gündemine ansızın düştü.
MHP'nin "parti kapatmayı daha da zorlaştıran, sadece şiddet kullanmaya endeksleyen ve Anayasa Mahkemesi yetkilerini budayan anayasa değişikliği" çağrısı, AKP'yi sıkıştırıyor gibi görünmekte ama kozlar hâlâ AKP'de...
Bu öneriyi cebine koyar, ancak işine geldiği zaman kullanmak üzere saklar.
Anayasa Mahkemesi'nin gerekçeli kararını açıkladığında "Türkiye'nin alacakaranlığa gireceği" ve "bunu önlemek için anayasa değişikliği" gerekçesi ciddi bir kaygıyı yansıtıyor olabilir ama yeterince açılmadığı için AKP'yi harekete geçirecek bir itici güç olabileceği hayli kuşkulu.
Hele bu değişiklikte "siyasi etik yasası, dokunulmazlıkların kaldırılması, servet bildirimi, siyasi partilerin değil, sorumlularının cezalandırılması" da önerildiğinden, zülfü yare dokunacağı için çok da olasılığı yok.

AKP zaten diğer hâkim tepelerin çoğunu ele geçirdiği için önümüzdeki birkaç yılı kazasız atlatmak şansına sahip. Ondan sonrası zaten cumhuriyetin "beyaz zambaklar ülkesinde" hayaline nokta...

Atatürk'ün "tercüme edilerek mutlaka basılmasını" istediği bu kitap, bir avuç aydının önderliğinde bir milletin yükselişini anlatır.
O dönemde, Kuran-ı Kerim'den sonra en çok satan ikinci yayın olmuştu.

Yazı: Güneri Cıvaoğlu

1 yorum:

Adsız dedi ki...

30.08.2008

C2H6O

Bu ne diye sormayın, kimyacı olmayanlar için:

İçki yani etanol

Hani son günlerde Ankara’nın göbeğinde zabıtalar bunu için adam dövüyorlar ya, işte o…
Satarsın suç…
İçersin suç…
Avazım çıktığı kadar haykırdım: Irana doğru gidiyoruz, biz Türk’üz Iranı dahi geçeriz diye…
Din(letemedim)!

Sen oruç tutarsın, ben tutmam.
Sen 5 vakit namaz kılarsın, ben kılmam.
Sen camiye gidersin, ben gitmem.
Ulan sen kimsin, bana hesap soruyorsun?
Zamanı geldiği zaman hesabını ben vereceğim!
Neyse, …

Türkiye’de cüzdana göre iş yapıldığı müddetçe bu durum değişmeyecektir.
Laiklik ilkesinin temel amacı, toplumda inanç ve ibadet özgürlüğünü tesis etmektir.

Velev ki aldım…
Velev ki sattım…
Velev ki duymadım…
Velev ki görmedim…
Velev ki kabul ettim (yedim demeyelim ağır gelebilir )
Sözün özü velev ki diye, diye...
Adaletsizlik Kazıklama Partisi ile yola devam

Önder Gürbüz
www.gurbuz.net