30 Ağustos 2008 Cumartesi

En İyi 10 Tiyatrocu



















10-Rivaldo: Tarih 3 Haziran 2002 Brezilya-Türkiye Dünya Kupası grup karşılaşması. Maçın sonlarına doğru 2-1 mağlup duruma düşen Türkiye'nin sol beki Hakan Ünsal korner kullanmak için bayrakta bekleyen Rivaldo'ya çok da sert olmayan biçimde topu atar. Top Rivaldo'nun bacaklarına isabet eder. Rivaldo acı içinde yere yığılır. Yalnız bir problem var. Rivaldo yüzünden et kopmuş gibi yüzünü tutmaktadır. Numarası başarıya ulaşır, Hakan Ünsal kırmızı kart görür. Ancak UEFA Rivaldo'nun bu şovunu para cezasız bırakmaz. Rivaldo sonradan "hem kurban benim, hem de ceza aldım, kimse o Türkün bana yaptığını konuşmuyor" diye Kemalettin Tuğcu edebiyatına devam etmiştir.

9-Otto Bariç: Otto Bariç Fenerbahçe'yi çalıştırırken Şubat 1998'de Trabzonspor deplasmanındaki kupa maçında oyunu 10 kişi ve 1-0 mağlup götürürken sırtına isabet eden hayali bir taşın etkisiyle kendisini yere atar. Bana göre böbrek taşını düşürmüştür ya, Fenerbahçe'liler yürüyerek o da sedyeyle sahadan çıkarlar. Sarı lacivertliler hükmen mağlup olur. Bariç ertesi gün ayağa kalkıp normal hayatına devam eder. Gazeteler ertesi gün Bariç'in 2 metre yakınındaki siyah bir cismi yuvarlak içine alıp basarlar, ama anlaşılır ki o film lekesidir. Yıllar sonra Bariç'in o zamanki tercümanı Cemşir Muratoğlu "Otto Bariç orada rol yaptı. O durumdan dolayı utandım. Ancak benim görevim söylenenleri tercüme etmekti. Ben de konuşmalarını tercüme etmekle yetindim" şeklinde itirafta bulunmuştur.

8-Faryd Mondragon: İşte "ben neden bu adamın oynadığı bir takımı tutuyorum" dedirten anlardan birisi. Galatasaray rezalet bir oyunla Yunanistan'ın Pire kentinde Olympiakos karşısında 2-0 geridedir. Mondragon bari bu maçta bir iz bırakayım diyerek hiç bir hareket yapmayan Djordjevic'e kafayı yapıştırır sonra da kafayı vuran değil de yiyenmiş gibi kendini yere atıp kıvranmaya başlar. Ama özel efektleri çok inandırıcıdır. Zira kartı iyip 2-3 maç ceza alması gereken kendisi iken, kaşı açılıp kırmızı yiyen Djordjevic olur. Tam bir utanç.

7-Figo: Tamam Hollandalı Boulahrouz meşhur "Maasluis kasabı"dır ama Figo'nun 2006 Dünya Kupası'ndaki Hollanda-Portekiz maçında yaptığı numarada suçu yoktur. 4 kırmızı kartın çıktığı meşhur maçta Boulahrouz bir ikili mücadelede Figo'nun attığı topu kovalarken koluyla Figo'ya hafiften dokunur, Figo narkozsuz burun ameliyatı olmuş gibi kendisini yere bırakır. Boulahrouz kötü ünü sebebiyle kırmızı kartı görür ve oyundan atılır.

6-Bilic: Bizim avukat Bilic avukat veya Hırvatistan teknik direktörü olmasa kesinlikle aktör olabileceğini 1998 Dünya Kupası yarı finalinde kanıtladı. Fransa 2-1 öndeyken kazanılan serbest vuruşta ceza sahası içindeki itişmede, Fransa kaptanı Laurent Blanc kendisini göğüs bölgesinden iter. Ama Bilic aynen Rivaldo gibi kafasının göğsünde olduğunu hatırlayıp alının tutarak kendini yere atar. Sonuç: Blanc finali göremeyeceği bir kırmızı kart yer. Fransa yine de 2-1 kazanır.

5-Klinsmann: Klinsmann Tottenham'a transfer olduğunda hakkında çıkarılan "dalgıç" yakıştırmalarının en ünlü dayanağı budur. 1990 Dünya Kupası finalinde Klinsmann 83. dakikada ceza sahası içinde Arjantin'li Monzon'un kendisine neredeyse hiç dokunmamasına rağmen kendini uçurur. Penaltı. Brehme topu içeri atar, Almanya şampiyon olur. Hep şunu söylerim. Bu maçtan sonra Almanlar "1966 Dünya Kupası'nda neden Hirst'ün topunu aleyhimize gol verdiler" diye sızlanma hakkını kaybetmiştir. Hoş Klinsmann daha sonra bu kendini yere atma ününün bir parodisini Tottenham'da attığı gol ile yapmıştır.

4-Arif Erdem: Diğer futbolcuları bilemem ama Arif Erdem'in bu konudaki master statüsü gözardı edilemez. Hiç unutmadığım ve Hasan Ceylan'ın yönettiği, karlar altında oynanan bir Galatasaray-Samsunspor maçı vardır. Arif bu maçta 3 kez penaltı çaldırmıştır hakeme. 6-1 kazanır Galatasaray. Penaltıların hepsi Arif'in eseridir. Kabul edelim bu işi en iyi yapanların da başında gelir oyuncu. Topu rakibin arkasına atar, sonra vücuduna doğru koşup ona kendini çarptırarak sert bir biçimde kendini yan şekilde yere bırakır. İzleyince sanki rakip ona şarj yapmış sanırsınız ama gerçek farklıdır.


3-Diego Simeone: 1998 Dünya Kupası Arjantin-İngiltere maçı. Özetle. Diego Simeone bir hava topunda David Beckham'ı arkadan yere yapıştırır. Yetmez bir de diziyle üstüne basar. Yetmez bir de Beckham yerde yatarken ayağa kalkıp geri geri yürürken kendisini yerdeki Beckham'dan tekme yemiş gibi yere atar. Hakem Kim Milton Nielsen bütün bu tiyatroyu görmesine rağmen David Beckham'ı oyundan atar. Şaşırdığım Beckham olayda tamamen suçsuzken hiç itiraz etmeden dışarı çıkmıştır. O kartı o şekilde Hasan Şaş görseydi bugün ne Simeone, ne Nielsen iki bacağının üstünde yürüyemiyordu onu bilirim.

2-Gilardino: 20 Şubat 2007, Celtic-Milan Şampiyonlar Ligi maçı. Milan'ın müzmin yedeği Gilardino maç içerisinde gol olmayacağını anlayınca böyle bir tiyatroya başvurur. Ama futbol tarihinin en kötü performanslarından biriyle. Zira kendisini yere attığında en yakın oyuncu ona 1 metre uzaklıktadır, Lubos Michel de yemez tabi, sarıyı alnının ortasına yer.

1-Rojas: Bunun adı tiyatro değil resmen belgesel. Bu pozisyonu izlerken X Files veya CSI: New York dizisini izler gibi oluyorum. 1990 Dünya Kupası elemelerinde Brezilya karşısında maçı 2-0 geride götüren Şili'nin kalecisi Rojas, tribünlerden yakınına atılan bir çatapat üzerine kendisini yere atar, eldiveninin kenarından çıkardığı bir jiletle alnına bir çizik atar ve sedyeyle sahadan çıkartılır. Takım arkadaşları da sahadan çekilir. Ancak bu olay maç kameraları tarafından yakalanınca Şili 1990 ve 94 Dünya Kupalarına katılamama cezası alır ve Rojas da futboldan ömür boyu men edilir. Daha sonra ilgili maddeyi sahaya atanın bir kadın taraftar olduğu ortaya çıkar ve söz konusu bayan Brezilya Playboy'una kapak olur. Bu nasıl bir senaryodur ve plandır hala düşünürüm.

Yazı: Flying Dutchman

Hiç yorum yok: