4 Ocak 2009 Pazar

Futbol, Din, Kan

Nesnel tarihte futbolla ilgili geçmiş bilgiler çok fazla değildir. Kömür işçilerinin sendika düşmanlıklarından tutun da, çoraplarını birleştirerek oynayan Aztek yerlileri, kafasını kestiği düşmanının rezil olması için sokakta ayaklarla dolaştırılan kelle efsaneleri ile doludur.

Peki hangisi doğrudur? Ya da sen hangisini kabul ediyorsun?

Hey! diye bağırıyor arkamdan biri. Yarım saat boş boş konuşup kendisine bira ısmarlatacak bir tip sanıyorum kendisini, pek umursamıyorum.

Siz İngilizler diyor, buraya gelip bunları okuyup maçın devre arasında koşup hotdog sırasına girmeyi nasıl başarıyorsunuz anlamıyorum, benim babam zoraki iskanla gidip Fratton parkta çalıştırılmıştı, sonuç ne oldu biliyor musun "ölüm" diyor. O an arkamı dönüp gülümsüyorum ona.

Anlatmaya başlıyor Mr. Mattock. O zor Gal lehçesini çözmek yerine yüzündeki acı ve nefreti izliyorum bir süreliğine. Anlatıkça dinliyor, dinledikçe daha çok şaşırıyorum.

Futbolun İngiltere gerçeği esasında hiçbir kitapta bulunmayan acılarla dolu. Endüstriyel dönemin getirdiği gelir dağılımının uçurumlaşmasının bir sonucu ortaya Kraliyet'in çıkardığı bir oyundur aslında Futbol. Kabul, olayı bu kadar basite indirgemek şu an milyarlarca dolarlık bir endüstriyi görmezlikten gelmek değil aslında, tıpkı 40'lı yıllarda yeni kurulan bir cumhuriyette okullarda okutulan tarih müfredatında 700 yıllık bir imparatorluğu görmezlikten gelmek gibi bir duruma benziyor bu. Acı geçmişi unutmak istemek, geleceğe umutla bakmayı istemek gibi.

Acılar,Umut ve Korkular..

Hiçbir devrim yahut ihtilal kansız olmamıştır. Özellikle 1800'li yıllardaki Gal, İrlanda, İskoçyalıların İngiliz kraliyetine karşı hissetikleri gibi.

Top tüfeğin geçerliliğini yitirmeye başladığı Buhar devriminde üniter devletlerin halkına daha çok eğlence vaat etmesi gerekiyordu. Bu durumu Antik Helen ve Roma devrinde görebiliriz, savaştan bıkmış yoksul halkı eğlendirmek Totaliter kesimi epeyce düşündürmüştür. Kolezyonlar, olimpiyatlar bunun için kurulmuştur.

Ama sanayi devriminde halkın komün düşünce sistemini düşünmesi için zamanı bile yoktu. Çalışan makinalar, istihdam yaratılan şehirler, halkı tarımsal komünütden makine ile çalışan toplumlar haline getirmeye başladığında halkın hazineye daha çok para bırakması gerekiyordu, tek çözüm buydu; Futbol.

Tek sorun bu oyunu oynanacak yerlerin, kuralların, kullanacak demirin, çeliğin nasıl olduğu değildi, ağır koşullarda çalışacak insan sayısını bulabilmekti. Kraliye çözümü bulmuştu, Gal ve İrlandalılar.

Protestan kesimi ortadoks topraklarında çalıştırmak Papa'nın bile umurunda değildi. Onun tek istediği daha az Hristiyan kesiminin ölmesiydi. Nitekim Kraliyet bunun sözünü vermişti; Artık iç savaş olmayacaktı.

İrlandalılar çalıştırılmak üzere güneye getiriliyordu artık. Görevleri modern kolezyonlar kurmaktı. Stadları kurarken İngilizlerin bu oyunu nasıl oynacaklarına dair anektodlar yapıyorlardı aralarında, çünkü bu oyun kendi atalarına aitti. Hatta ingiliz kömür işçilerine bu oyunun gerçek kurallarını öğrettiler. Artık ingilizler için El yoktu, ayak vardı. bekçi yoktu kale vardı. İngilizler bu oynu oynamaya başladıklarında esasında İskoç rugbysinden bir farkı olmadıklarını gördüler. Hatta bu oyuna Scot Ball dediler.

Ama çalışma koşulları çok ağırdı. Bir çok kuzeyli göçmen çalışanları kırmızı tuğla tozunun içerdiği amficostaden, güçlü olsun diye karbon oranı yükseltilmiş çelik yüzünden verem olmuştu. Kraliyetin getirdiği bu ağır çalışma koşulları işçilerin sendikalaşması için bir sebepti, aynı zamanda ölmeleri için.

Aşağı kıtalarda sömürge bulan İngiltere yeni işçiler bulmuştu! Verdiği sözü yutarak Galli ve İrlandalı işçileri Stad yapımı yerine güneydeki koloni savaşlarına yolluyordu. Stad yapımını ise zengin ingiliz tefecilerinin elindeki işçilere bırakmıştı. Bunun sebebini ise işçilerinin sendikalaşması olarak gösteriyordu.

Benim amcamın torunlarının Yeni zelenda'da olmasını nasıl açıklayabilirsin Joe diyor, Mr. Mattock, ışınlanmayı daha bulamadıklarını biliyordum diyor, gülümsüyor. Biralar geldikçe daha çok muhabbet ediyoruz, ilk anımdaki önyargım için kendimi biraz pişman hissediyorum.

Ama Joe , Benim üzgün olduğum tek konu var diyor, Papa buraya yani Ninian park'a neden geldi biliyor musun? Üstelik onca katedral, kilise, meydan varken.

Yıllar öncesi Kraliyet'e bizim insanımızı İngiltere'ye öldürülmek için gelmesine sebep olduğu için, biz ortadoksların hunharca öldürülmesine ön-ayak olduğu için diyor, ama bizim gençler onu deliler gibi alkışladılar, onu ilah yaptılar.

Bilmiyorum Joe, anlamıyorum diyor, ağlamaya başlıyor Mr. Mattock.

Yazı: Joe Jonese Ateşdağlı

Hiç yorum yok: